Submit your work, meet writers and drop the ads. Become a member
cimen altinda gecen 225 gunden sonra benden daha *** sey biliyor olmalisin.
kanini emip bitireli epey oldu, artik bir sepetteki kuru bir cubuksun.
bu isler boyle mi oluyor?
bu odada hala ask saatlerinin golgeleri var.
birakip gittiginde asagi yukari herseyi alip gittin.
geceleri beni ben olmaya koymayan kaplanlarin onunde diz cokuyorum.
senin sen olman asla bir daha olmayacak.
kaplanlar beni buldular ama artik umurumda bile degil.
translated by somebody
Merhaba Şiir May 2014
Ah, küçücük gemi, sulara attın şimdi kendini, delisin
Ah, yakarlar seni, dönmezsin bir daha geri, delisin

Ah, deniz olayım, tuzumu rüzgârda savurayım, deliyim
Ah, ne yelken ne yel, köpüklerde kaybolayım, deliyim

Kime sorsam dönüşüm yok
Nereye gitsem mavi
Yelkenimde deli rüzgâr
Her yanım tuz, deliyim

Ah, peşimde rüzgâr, ne yağmurlar dost ne bir kıyı var,
deliyim
Ah, düşlerim kaldı, yalnızım düşlerim kaldı, deliyim

Ah, yaralı kalbin, sönüp gidecek yaralı kalbin, delisin
Ah, küçücük gemi, dönmezsin bir daha geri, delisin

Kime sorsam dönüşüm yok
Her gemi biraz deniz
Her yanım mavi, her yanım yel
Her yanım tuz..
Muzaffer Apr 2020
kim olduğumu
kendime ilk kez sorduğumda
tek gözlü karanlık bir odada
sırtımı sevgi dolu bir kaya'ya
dayamış olmanın verdiği huzurla
radyo'dan geçen şarkıların
plakalarını not ediyordum

biraz daha büyüdüğümde
mahalle çeşmesindeki
öfkeli kalabağın
al topuklarında köpüren
halı popülasyonunda
kovayla eve su taşımanın
bir kamu hizmeti
olduğu bilincine vardım
ki
şalvarı dizine dek sıyrılmış
antilop sürüsü
beni cezbetmeye başladığında
milli parkların en değerli
savunucusu olacağımı biliyordum

seraglio noktasındaki
haliç kıyısına kaydımı yaptırdığımda
ortaokul'da aldığım yara kabuğunun
kendiliğinden düştüğünü farkettim

tüm zamanların
en iyi ingilizce çevirmeni olabilmek
kırmızı başlıklı kıza
orman yolculuğunda eşlik etmekti
üç yıl sonunda formasyon
dezenformasyona dönüştüğünde
hipotenüs paramparça olmuş
ortak bölenlerin en büyüğü kader
farklı
fuckülte kapılarında
öpüşmeleri ertelemişti

yetişkin olduğumda
türk lirasının konvertibilite
durumları ve
aet'ye uyumsuzluk
sebeplerini araştırırken
onlarca tezgahta tecrübe
sahibi oldum

pera'nın
büyülü çiftliklerine meraklı
ineklerine müzükle terapi de
bulunma görevini üstlendiğimde
yeni bir kesiğe doğru
yola çıktığımı bilmiyor
sabahı şantözle
işkembecide karşılıyordum
fakat
aramızda ki bu tarifsiz nefasetin
kaşıkçı elması'yla uyumaktan
daha da
paha biçilmez olduğunu
evlendiğinde çok daha iyi
anladım

ve sonacıma
soluklanma gizeminin
sanatın diğer dallarında
daha yaşamsal bir döngüye
sahip olduğu fikri
daha cazip hale geldi

artık
biyolojik olarak bittiğimin
fizyolojik yaptırımlarına
yakınen şahit olduğumu
hissettiğim bugünlerde
bazı organları
özlemle anıyor
sadece birinin
verdiği dimdik morelle
pierre'den
haliçe
kahve ısmarlıyorum
This poem is Turkish.. Thank you for read.
ne zaman yunanca bir ezgi dolansa kulaklarımda
aklım utanmadan sana gider
çok üzgünüm sevgilim
seni tanımadan geçirdiğim yıllara
ama daha çok üzgünüm
seni bulacağımı sanarak boşa harcadığım zamanlara
dudaktan dudağa
kucaktan kucağa
dolanarak
senin izini aradığıma
çok pişmanım sevgilim
seni tanımadan geçirdiğim yıllara
ama daha çok pişmanım
aşktan gözümün kör olup
beni böyle sokaklarda
seni aramaya muhtaç bırakacağına
farkında olmadığıma
Yürüyorum yol yok
                                iz yok
Düşünüyorum sen yok
                                   aşk yok
Bir ormana sapıyorum birden
Adımlarımı kaybediyorum
Gözyaşlarımı tutamıyorum
Senden ayrılamıyorum

Adımlarım hızlanıyor
Gözyaşlarım kayboluyor karanlıkta

Birden bir ışık
             Bir umut
                     Gecemi aydınlatan

Bir ay
            Bir yıldız
                      Belki de gözlerin

Hava daha ağarmamış
Gün doğmamış
Işık yok insan yok
Bir ben bir de aşkın uyanık
Göz gözü görmez zifiri bir karanlık
Yavaş yavaş doğuyor güneş
Bitiyor gece
Gölge gibi beliriyor yalnızlığım

Biliyorum karamsarım ama
            Beni hiç sevmediğinin de farkındayım
Muzaffer Feb 2019
doğuştan şanslıdır bazıları
şaplağı yer yemez
zıbından kundağa
yeşil bir ormanla tanışır
ama orada yırtıcı kediler yaşamaz
rengarenk sürüngenler de
ayaktan çeneye paradır hayat
çikolata tadında dadılar vardır
ve dil bilen rüküş mürebbiyeler
tanrı izin verse emeklemezler
yürümeden binerler porsche’ye
bazıları doğuştan şanslıdır
çünkü onlar aristokrattır
havalı kolejlere girip çıkarlar
en güzel kızlar peşindedir
"follow me"
bebeğim marka bakışların

günün birinde evlenir bazısı
hiltonda basar nikahı
açık büfe ve şampanya
şık kavalye avuçları
terler belinde kadınların
üstelik kalburüstü şarkıcı da ordadır
uzanmak için marula
çıkıp şarkısını söyler
kabzımallar kuruluna
geçmişte kalmıştır gerdek
biraz beyaz, biraz ayık
bir zaman sonra
su sesi der hayatım
acile uzanır damacana
kutsaldır sezaryenli bekleyiş
ve bir şaplak daha doğar

tam da
bazısının birikmiş kira günü
sevinç ve üzüntünün
dayanılmaz düğünü
varoluşun kelek düğümü be!
denk olmayış sorun işte
boşuna kızıyorum tanrıya
evet evet
şanslı doğar bazısı
ama öteye birşey taşıyamaz
alışkanlık işte...


Vaha
Muzaffer Apr 2019
dünyayı tedavi etmemi istiyorlar benden, sıklaştırmalıymışım safları
sağdan say dediklerinde, 1 demeliymişim kadrolu saftorik olarak
sonrası kolaymış, olaymış birine yardım etmesem
kürekle kilo kaybına uğramış fareymiş mesela yolda rastladığım
uygun bir çukura gömmeli diye geçirmeliymişim aklımdan
konteynıra bıraksam, gaz yaparmış vicdan bütün gün

sonbaharmışım, kaldı ki, yaz fortun damağında
dönüp geri bakamaz, plajdan öpücük alamazmışım
hüzünmüşüm biraz işte, üzülmüşüm o yüzden
kapa çeneni diyemezmişim pençedeki deliğe
üşür
ıslanır
büzüşürmüş etiyopya nüfuslu ayak parmaklarım

ama yetmezmiş, bu daha ne ki
yollardan bonsai man toplar, karakolda ifadeye gam üflermişim
angaryaymışım ben, asli görevimmiş hayal kırıklığı
atar damar atarlanamazmış mesela
atanırmış kalbe
düşü anket
düşük banket sevdalar

dur sen
bu daha ne ki
sevemezmişim
o da ne demekmiş öyle
işine bakmışım ben

güzmüş, güzelmiş
ama tüzelmişim ben
neme gerekmiş bahar
çileymişim ben
çilek kim, ben kim
soğukmuş
donukmuş
kullanılmışım ben

o benmişim
kederin
ayrılığın karanlık şehri
o ben işte
ruhu bedeni har
varın albatrosa sorun
benim adım sonbahar...
Muzaffer Sep 2019
Mc Carthy
sokağında kıstırılmış
siren sesleri yok artık
slogan ve afişlerde

fundamentalist fırça hakim
karnı gebeş vampir azısında
kan grubu fark etmez
umursamaz da
taze kana ihtiyaç var yazar
emniyeti açık namlu ucunda
tek slogan taşır
tır,
tır
çanta, çanta
kazanan kazandık sanır
şeytan gibi göz
piramidin alnında

sevda da
böyle biraz
nerde çiçek çocukları
z'ye dayandı bile hayta

mekanik ve sanal yürüyor
ceplerde ölüyor sevda
sonra bir başkası
ve biri
daha sonra

Gauss cikleti gibi uzayıp gidiyor
oysa
Zambo çiğnerdi bizim kızlar
hula hoplu, seksekli oyunlarda
halbuki şimdi
s'expartner adım atacak mı?
kaygısı
dişil açılımlarda

bense
yurtsuz john gibiyim
hayat lokantasında
menüye bakmadan garsona
çek bir
Magna Carta
diyorum
nohut oda olsun
Emma nerdeyse gelir..



..
Muzaffer Mar 2019
kızıl şal gökyüzü
boynuma eşikte sarılan

sanki erken kahvaltı martıya
köpüklü marmara’dan

merci vaha
merci vaha

Dame De Sion mukimiymiş gibi
ne varsa yalayıp yutuyor
beleşe yatıyor her sabah

Fidelio çalacak diyor radyo
şemsiyesiz açılma
mümkünse gitar çal
sakın dışarı çıkma

herşey yerinde oysa
kedi ve de
level atlayan köpekler

sarhoş yürüyor yolda
sayı yapabilse işkembecide
evin yolunu bulacak sonunda

ve
gettolara şiir çizen şahıs
amelie poulain
o bile orda

yürüyorum yarım yamalak
siyahi şarkıyla
içimden detone sessizce

sıcacık Ma Baker
tütüyor francala

ahh o
sonbahar
yaprağı yok mu
görüyorum her sabah

sarı
sapsarı
su dalgası saçlı

hızla düşüyor gözucumdan
zay’oluyor sokak sonunda

üzüyor
bir gün daha
yürüyor
banliyöden pera’ya...
Muzaffer Apr 2019
kırık kalbiniz endişe etmediğinde
daha rahat yürünebilmekte dik yokuşlar
ve zirveye vardığınızda
sizi mavi bayraklı derin bir huzur karşılamakta
elleri lotus çiçeğini andıran
küçük afacanların sevinçli yüzlerine ayrı ayrı baktığınızda
tek şeritli bir yolda nasıl yaşlandığınızı görebilir
saatler, hatta günlerce usanmadan izleyebilirsiniz
örneğin, ilk kalp ağrınız bir faunusun içinde
sabah dozu olarak göz pınarlarınıza sunulabilir
fakat tek bir hücresine dokunmanıza izin verilmez
damlayan her bir göz kristali bir sonraki aşk hikayenizin
görüntüsüne ödenen peşinat değerini kesbeder
en çok sevilen, en çok alanlar listesinde en üst sırayı teşkil etse de
best lover oldukça pahalı bir hatırlatmadır ve o prezenteyşında
kesinlikle kristal damlacıklarına izin verilmez
ki
kural ihlal etme hakkınız mevcut olsa da
bedel olarak en başından tüm yürüyüş ve soluk
niyet ettiğiniz konuma dek silinir ve gösteriyi hatırlamanıza izin verilmez
bu bağlamda oldukça hayal kırıklığı yaşansa da
seçilmişlerin yüksek bir bölümü level atlamakta
ve ölüm boyu yaşam ödülüne hak kazanabilmektedir
diğerleri için sürecin olumsuz renkleri iniş merdivenlerine yansır
ve başlangıç noktasına geri döndüğünüzde
sizi grammy’ye aday esmer bir ezgi karşılar..

hakuna matata ( keyfine bak )

sıran henüz gelmedi...
Muzaffer Sep 2019
dişlerini siyanürle fırçalayan biri için
göçükten yüzeye kulaç atmak
kaplan köpek balığıyla güreş tutmakla
eş değer nerdeyse

hatırlıyorum da
gökyüzü
tursillenmiş kadar berrak
ve gümüş tasın etrafında ışıltılı kızlar
göz banyomu baştan çıkarıp
hüşu içinde durularken

karanlık pencerelerin
uykulu camları
kapkara bir horultu soluyordu
çıkartırken keyfini loş odalar
sondajlı hafriyatın

o saatlerde
küçük titremeler birden
atlı karınca turuna dönüştü
ayakta zor duran sarhoş binalar
sokağa petite beurre gibi
düşmeye başladığında
gördüm ambülans çığlığına karışan
yarı canlı umutların şaşkınlığını

akıl oynatan ceset eşkalleri
tanınmaz halde kimi
kimi bir çocuk
resimde gülümsemiş kimi

oysa,
düğün mevsimiydi o ara
henüz yolcu etmiştik
hayırlı bir depreme
kolu bilezik dolu gelini

dişlerini siyanürle
fırçalayan biri olarak diyorum
ölmüyor
daha beter hissediyor
canlı performansa gitar çalınca
pena gibi kırılıyor insan

tüm bunlara tanık olmak
bir ses
bir tıkırtıya
kulak kabartarak
vadesi kapalı bir canı
incitmeden çekip çıkarmak
yeni doğmuş gibi
anasının karnından

ve acı bir mutsuzluk hissi
cansız  bedenleri
tabutundan önce kucaklamak

bir vakit sonra
sarmaladık davetsizi
giydirdik sırtına moher hırka
uğurladık suçsuz gelini..

..

Deprem kayıpları anısına..
Muzaffer Jun 2019
gözlerimde
yüzme kararınız
şimdiye dek
hiç olmadığım kadar
mutlu hissettiriyor

*** tepelerinde oynayan
bir çocuk gibi
küçük çakıllar diziyorum
bikini izlerine

dudak kesimlerim
güncelleniyor böylece
daha fit bir dikişe

yeni moda değil
tanrı vergisi meleke
çok iyi bir
terzi olduğum söyleniyor
birkaç yabancı dilde

ve şilebezi akşamlar
işin sırrı
çepeçevre
memnuniyet çitlerinde

ve
dans ederken
duble beyazın içinde
çakır olacaksınız siz de

başın göğsüm
gövdem
inmeyen asansör zirvede

iki maviyiz
bir kavanozda artık
ve hazırsınız
boşalmak için gökyüzüne

her zamanki gibi
önce siz lütfen..
Muzaffer Jun 2019
getto sokakları
sonbaharda ölü renge bürünüyor
ve anlaşılması güç bir nedenle
bir kefen içinde soğuduğunuz
ve şişmeye başladığınız hissi
evlerin pencerelerine yansıyor
meşgule vererecek korkusuyla
her sabah köşesinden geçiyorum
diyagonal adımlarla en sevdiğim evin
geçiş izni bakışlar ve yüzündeki edayla
up date ediliyor her sabah
günaydın geçiyor gözlerinde alt yazı
çok özledim dün sabahtan bu yana
clark çekmeyi bilmiyorum henüz
günaydın çekiyorum utangaçlığımla
diri tutmaya yetiyor ilk göz teması
yirmi adım sonunda
kayboluyor endişem sokak sonunda
mektuplar yazıyorum öğle yemeğinde
sabah vermek gayesiyle amigdalamda
haftasonu bi kahve içebilir miyiz?
ciddi biri yoktur umarım hayatında!
adın ne sahi? sahipsizim, sahiplenmekten korkma
vesaire, ve benzeri, ve daha bir sürü zırva
akşam çöküyor umutlarıma, sokak lambasında
perde tadilatta oluyor o saatlerde
yine de bir ümit utangaçlığımda
şişman kadın çoktan çıkmış oluyor geçerken
kapkara bir perde camın dudaklarında
sabah olacak yine yarın diyorum
bir kelebek gülümseyecek yanağında
mektubu veremeyeceğim yine
o yazana dek, akut utangaçlığıma
seviyor biliyorum, seviyorum ben de
ya o düşecek camdan, ya ben bakarken
vuslat çukuruna..
Muzaffer Feb 2019
I

uzakta
çocukluğumun çitlenbik sesleri
bir zıvananın ucunda
kaçıyoruz
bekçinin ayak sesinden tıknefes
ilmek ilmek sökülüyor korku
Pierre’den Eyüp’e vardığımda
büyük bir yumağa dönüşüyor
patlangıç günlerim

II

uzak
lise çağımın devrimci türküleri
derdest edildi
coplandı integral
bıyıklı polis tarafından
kokusundan mı bilmem
almazdık kaçan topu Haliçten


III

uzak artık
Kapalıçarşı’da hanutçu sesleri
kebaplara sinmiş cızır cızır
Astarcı han öğle vakti
samanlar içinde yorgun düşmüşüm
karşımda kız arkadaşım Jennifer
kahvem orta endişeli
gazozda asit olmak istiyorum
her yudumladığında
uçak saati yaklaşıyor
tuhaf bir ağrı göğsümde
gidecek zaman dönmemek üzere
biliyorum
sancı dinsin istemiyorum

uzak şimdi uzak
çok daha uzak
umutlarım...


Vaha
Muzaffer Jul 2019
gülümsemeniz
hokka dibine konuşlandığında,
yanaktan, çeneye
yayılan mutluluk dalgası
içime hapsettiğiniz ejderhaya
hafif bir serinlik veriyor
saba tümer
rüzgarınızı merak ediyorum

küçük bir çocuk gibi
başımdaki simit tavlasında
yetişen beyaz kiremitleri
uçurmanızı muhtemelen

bembeyaz ve düzgün
dişlerinizi de
ve daha da
ileri gidip, etimi ısırmanızı
o anda..

acele etmiyorum
filvaki
yarı resmi
bir satranç tahtası
şimdilik bize sunulan..

gülümsemenize
devam edin lütfen
ve emin olun
seyrine bıkmayacağımı

ve hiç kopmayacağımı
kıyılarıma vuran
desibel dalgalarınızdan..




..
Muzaffer Feb 2019
Biz
Sen ve ben
uzun bir yol
Biz
daha kestirme
gidilecek
yer bakımından.
Muzaffer Mar 2020
son sayfayı okumadan
aşk romanı almayın..

ilk sayfaların heyecan
ve endorfin salgıladığı
doğru olmakla birlikte
bir süre sonra
sadece akışkanlıkla ilgili
sıkıcı bir alışkanlık
haline büründüğü
bilimsel tespitlere dayandığından
sık sık
endişeye  gider
hatta yatıya kalırsınız
ruh halinizi tahrip eden
bulguların gerçekliğinde
kriminal deliller
sizi hayattan soğutur
ve sırça bir hapishanede
o romanı tekrar tekrar okur
keşkelerin keşkek
sütlerin kaymak tuttuğu sayfaları
göz yaşıyla yıkarsınız
süreğen ve olağan
bu kısır döngü
duygusal bir boşlukta
kraliyet mensubu
olarak algıladığınız
bir sırtlanın
sihirli sözlerine hapsedebilir
kaybedecek birşeyi
olmayan insanların
dolçe vita ruhları
birkaç mailden sonra
görüntülü açılımların
kapısını aralar
sahte mimiklerin
açık çeklerine
keşideci olduğunuzda
garsonyer
ya da
duvarları buzdan
otel odalarının kapısını aralar
şiirlerin etkisini doya doya yaşar
hatta bir süre
bu trajik sayfadan ayrılamazsınız
fakat bıkkınlık duygusu
suratlardan irin olup
akmaya başladığında
en başından
hazırlanmış elveda mektupları
planlı bir şekilde satır aralarına yansır
son bir diyalog
can havliyle kurtulmak isterken
kaybedecek neyim vardı tarafı
mor puantiyeli
çürüklere düçar eder

ve zamanla
ve daha da zamanla
ve günlerden bir zamanla

felakete uğrattığınız insanı
mumla ararsınız
can vermediyseniz kalbinde
bal damlıyor demektir
kadersel çizginize

— The End —