Submit your work, meet writers and drop the ads. Become a member
Ceyhun Mahi Jan 2017
Hak'tan başka yok baki -
Bu gün ki zaman yeni,
Ve dün ki zaman eski.
Göremem yavaş etki,
Öyle geçer zaman ki.

Çok yavaş büyür fidan,
Geçersin karşısından,
Kalır öyle her zaman -
Baktın oldu gülistan!
Öyle geçer zaman ki.
Inspired by Erkin Koray's 'Oyle Geçer Zaman ki'.
Muzaffer Apr 2019
ruhumun
taraçasından akan nehirler
kasvetli
bir ormanın derin uykusundan geçiyor
muson
bereketiyle ıslanmış ağaçların
şükran
sessizliğine saplı excaliburu
oracıkta
puslu bir aynanın ardında
uzansam
benim olacak biliyorum
ama
görmezden gelip
denize koşuyor
yaşam sırrını
bulanık bir
dereye serpiyorum...
K G Aug 2015
The only store miles away
I'm wounded dragging myself
The man invited me in, asking if I knew his language
"Merhaba, burada yeni?" He asks
And I said "yes Im traveling far away from home"
He gives me bandages and pain killers
"İyi iyi şanslar genç adam ve veda"
He gave me twenty dollars and 2 bottles of water for the long road ahead
I went out to start back on my travels
I never said thank you but I think he got the message
Never meet people like this everyday
Muzaffer Mar 2019
rem yeri
mağduruyum uzun zamandır
imarlı ifrazlı
hatta
ifrazatlı uykularım var
geçer diyor mütehassıs
saatleri geçirme
bir poşet leblebi yazıyor rengarenk
otanı için depresif günlere
koridor...
dar ve loş
ne güzel de bakmış o yıllar
susçu cazibe
kreşondo çakıp durdu
yüzdü denizlerimde

su dalgası
perma
küt

hepsi içimde
kalıcı yaralar gibi
devşiriyor her defasında
yeni bir kesiğe
son geyşa da gitti
şeyla bakıyorum maziye
dün de
kalsa da dikiş izi
sırıtıp
tepemi attırıyor
makas unutuyor kimi
ölmezsem bir ümit sözde

ama geçti bor’un festivali
woodstock gündem’de
eski kayıtlara bakıyorum
jimmy esrarla sahnede
ama tırmalamıyor kulağı
üflüyor sadece
kim anıyor beni bilmem
belki hapın etkisinde
yürüyorum

yollar buz
başım kel
gözüm perde

ne zaman kliniğe gelsem
kayıp oluyorum bu evrende
akşam soğuk bir odam var
bir mum, biraz meze
bir de şarap olur mutlaka
gülümser plaktan zeki
göçerim hayallere

yakışıklı ölümdür tek arzum
şişmeden kafa, gövde

uzatırlar bir şarkıya kefeni
usulca girerim içine...
Muzaffer Jul 2019
kuranın ne zaman
ve nerede çekileceğini
bilmemekle
ödüllendirildi insanoğlu..

bir kitapçıda
sayfaları çevirirken
henüz yazılmamış
bir şiirin ilk dizesi
sizi gözlerinizden kavrayıp
mısradan mısraya vurduğunda

küçük bir kıvılcımın
büyük bir yangıya
dönüşeceği olgusunu
kim bilebilir?

bu karşılıklı
elektriksel akımın
sürrealist boyutlarındaki
göz eşleşmesi
yerini dudaklara bıraktığında

kalp çarpıntınız
ve tatlı titremeler
genital üyeleri
sık sık
oturuma davet eder

bu
zaman ve mekan
mefhumundan uzak
ilahi açlığın
ilahi tasarımındaki varoluş

yaratım yasası
değiştirilmesi teklif dahi edilemez
amir hükmü olma hasebiyle,

göz
dudak
ve kalp
eşleşmesinin ardından

ay'a oranla çekim gücü
milyon ışık yılı olan
yeni bir gezegenin
ilk yapı taşlarını oluşturur

genitallerin
karşılıklı uyumu..

aşk
güven
samimiyet
ve sadakatle
parsellendiğinde,

eşleşmelerin
dünya balayı

taraflardan birinin
merkeze alınmasına
dek sürer

işte ben buna
gerçeküstü eşleşmeler diyorum
sonu -suz-olmayan
sonsuz eşleşmeler..

..
Muzaffer Oct 2019
arz-ı podyum
etmeyi özledim dudak kıvrımında Emma

volta atmayı
aşağı yukarı
sağdan sola, soldan gerdana

gergedan burcuna aitmiş gibi
dolaşmayı zodyak kıyısında

sallanmayı mesela terazide bi süre
düşsem de kovaya yüksünmem
düşünselliğin asil dükalığında

Yorkshire sembolik olsa da
boyunbağı sıkınca nefes alamıyor
rengarenk ölüyor insan
iki yaka arasında

Westside değil şüphesiz
Bestside şüpheliyim tren garında

oysa
eşleşmiyor mor yüzler
yanımdan gelip geçerken

mütemadiyen ümitliyim yine de
elevermek istemiyorum kendimi

o yüzden elimde eski bir mecmua
karanfil klasik olur düşüncesi işte
afili bir mendil yakamda

ama neden gelmez bu trend
zaman bozduruyor müstakbel raylara

yeni değil
kendimi kandırmak farkındayım

fakat olağan şüpheli olduğum kesin

işte bu veçhile
tüm kompartıman rehine ağzımda

ya da
bir meczubum aşktan muzdarip
delilik trend garında..
Muzaffer Sep 2019
dişlerini siyanürle fırçalayan biri için
göçükten yüzeye kulaç atmak
kaplan köpek balığıyla güreş tutmakla
eş değer nerdeyse

hatırlıyorum da
gökyüzü
tursillenmiş kadar berrak
ve gümüş tasın etrafında ışıltılı kızlar
göz banyomu baştan çıkarıp
hüşu içinde durularken

karanlık pencerelerin
uykulu camları
kapkara bir horultu soluyordu
çıkartırken keyfini loş odalar
sondajlı hafriyatın

o saatlerde
küçük titremeler birden
atlı karınca turuna dönüştü
ayakta zor duran sarhoş binalar
sokağa petite beurre gibi
düşmeye başladığında
gördüm ambülans çığlığına karışan
yarı canlı umutların şaşkınlığını

akıl oynatan ceset eşkalleri
tanınmaz halde kimi
kimi bir çocuk
resimde gülümsemiş kimi

oysa,
düğün mevsimiydi o ara
henüz yolcu etmiştik
hayırlı bir depreme
kolu bilezik dolu gelini

dişlerini siyanürle
fırçalayan biri olarak diyorum
ölmüyor
daha beter hissediyor
canlı performansa gitar çalınca
pena gibi kırılıyor insan

tüm bunlara tanık olmak
bir ses
bir tıkırtıya
kulak kabartarak
vadesi kapalı bir canı
incitmeden çekip çıkarmak
yeni doğmuş gibi
anasının karnından

ve acı bir mutsuzluk hissi
cansız  bedenleri
tabutundan önce kucaklamak

bir vakit sonra
sarmaladık davetsizi
giydirdik sırtına moher hırka
uğurladık suçsuz gelini..

..

Deprem kayıpları anısına..
Muzaffer Apr 2019
meltemin
yüzüme savurduğu çiçeği kokluyor
büyülü straplezi gecenin

fısıldıyor
cesur ve utanmaz..

sayalım
göğün kızlarını yine

sen sağdan, ben soldan
kirli sözler söyle bana
duralım 70’e 1 kala, ama
ağzın doluyken konuşma

ki bilirim
yakar nefesin
alazı kor dudaktan
tutulur grizuya
kasılırım yeni baştan

ve
bilirim
orda
gündoğumunda

kenarında yatağın
boşalırız aynı anda
deliksiz bir uykuya...
Muzaffer Jun 2019
gözlerimde
yüzme kararınız
şimdiye dek
hiç olmadığım kadar
mutlu hissettiriyor

*** tepelerinde oynayan
bir çocuk gibi
küçük çakıllar diziyorum
bikini izlerine

dudak kesimlerim
güncelleniyor böylece
daha fit bir dikişe

yeni moda değil
tanrı vergisi meleke
çok iyi bir
terzi olduğum söyleniyor
birkaç yabancı dilde

ve şilebezi akşamlar
işin sırrı
çepeçevre
memnuniyet çitlerinde

ve
dans ederken
duble beyazın içinde
çakır olacaksınız siz de

başın göğsüm
gövdem
inmeyen asansör zirvede

iki maviyiz
bir kavanozda artık
ve hazırsınız
boşalmak için gökyüzüne

her zamanki gibi
önce siz lütfen..
vircapio gale Jan 28
my kindness has now been commodified
whereas before it triggered hate
--seen as weakness, as cruelty's plaything--
still, i saturate to what extent i can
my daily happy-dance with honest friendship,
compassion's ease, delight and pet-store equipoise.
yet my sincerity is sloganed, emptied of its worth:
trained to say 'rewards program' in stead of 'membership, account';
'guests' in stead of 'customers'
'team-players' in stead of 'employees'
'long-term relationships' as first and foremost mission statement's goal--
slither-scripted to promote a highest bottom line
as language euphemizes baby mice as 'pinkies,
fuzzies, hoppers': 'feeders' for a petted multitude
of scaly, fang-ed maws.

pre-thanksgiving christmas-trees
on either side of automatic double-doors--
styro-snowflakes hung
by wrapping-papered end-cap shelves on sale
to swipe our plastics to a higher debt--
to tinsel out the shame of maybe giving less?
reminding 'gift-time soon' and 'this could be a gift'
to ward off never having given childhood its due?
or of being less than cheerful
at incessant jingled tunes?

november fifth--decorations up;
guy fawkes night of trick-or-treater-candies
tweeting hallowed flu-shots
as my manager in elf-cap-antlers squeals in glee:
says she starts promoting christmas back in august.
i tell her that's appropriate!
given jesus was perhaps born in august.
says she didn't memorize the bible.
i tell her that part was left out anyway--
i don't mention the holiday's titular meaning;
or the waiting gnostic manger,
royal transhistoric camels,
mary on her donkey, joseph's wind-blown face
las posadas... the loneliness of exile
O mary... in her starlit tears of unknown pain and joy--
the unremitting love for barnfloor bodyheat,
todos santos
nonhominin humanity...
earthling rights day
a stranger's kindnesses
of yule-tide warmth and evergreen,
solstice-fulcrum festivals of lights
veteran's day's existential loss
and bureaucratic selfhoods shelved;
gurpurb at a gurdwara
the martyrdom of guru tegh bahadur
the garifuna settlement day
the tazaungdaing festival
fasting over christian as well as buddhist lent
the five days of deepawali, diwali:
bodhi day
découverte d'haïti and vertières
jamhuri day
chalica
zamenhof day
sadeh
pancha ganapati
malkh
soyal
mithras day
osiris, adonis and dionysus day (all dec. 25th)
humanlight
--republic day! national day! and proclamation day!
in the maldives, brazil, northern cyprus, chad, yugoslavia;
in the central african republic, burkina faso, kenya, malta, kazakhstan, niger, south sudan...
chahrshanbeh soori
modraniht
the dongzhì festival
the saturnalia of pagans (lit. "country dwellers"; "those of the heath")
dies natalis solis invicti
newtonmas
kwanzaa
watch night
hanukkah
boxing day
malanka
the day of goodwill
wren's day
quaid-e-azam's day
yeni il
guru govind singh jayanti
international solidarity day of azerbaijanis
fête du vodoun
hogmanay
Iemanjá
darwin day
milad-un-nabi
lohri
pesach
chocolate-egg-laying fertile-bunny-day-- or ishtar day
butter week, crepe week, or cheesefare week-- or maslenitsa
happy holidays to all in particular

on November 24th, 1675, "Guru Tegh Bahadar, the ninth Sikh Guru undertook the supreme sacrifice for the protection of the most fundamental of human rights - the right of a person to freely practice his or her religion without interference or hindrance."

http://www.sikhiwiki.org/index.php/Martyrdom_of_Guru_Tegh_Bahadur
Muzaffer Apr 2020
kim olduğumu
kendime ilk kez sorduğumda
tek gözlü karanlık bir odada
sırtımı sevgi dolu bir kaya'ya
dayamış olmanın verdiği huzurla
radyo'dan geçen şarkıların
plakalarını not ediyordum

biraz daha büyüdüğümde
mahalle çeşmesindeki
öfkeli kalabağın
al topuklarında köpüren
halı popülasyonunda
kovayla eve su taşımanın
bir kamu hizmeti
olduğu bilincine vardım
ki
şalvarı dizine dek sıyrılmış
antilop sürüsü
beni cezbetmeye başladığında
milli parkların en değerli
savunucusu olacağımı biliyordum

seraglio noktasındaki
haliç kıyısına kaydımı yaptırdığımda
ortaokul'da aldığım yara kabuğunun
kendiliğinden düştüğünü farkettim

tüm zamanların
en iyi ingilizce çevirmeni olabilmek
kırmızı başlıklı kıza
orman yolculuğunda eşlik etmekti
üç yıl sonunda formasyon
dezenformasyona dönüştüğünde
hipotenüs paramparça olmuş
ortak bölenlerin en büyüğü kader
farklı
fuckülte kapılarında
öpüşmeleri ertelemişti

yetişkin olduğumda
türk lirasının konvertibilite
durumları ve
aet'ye uyumsuzluk
sebeplerini araştırırken
onlarca tezgahta tecrübe
sahibi oldum

pera'nın
büyülü çiftliklerine meraklı
ineklerine müzükle terapi de
bulunma görevini üstlendiğimde
yeni bir kesiğe doğru
yola çıktığımı bilmiyor
sabahı şantözle
işkembecide karşılıyordum
fakat
aramızda ki bu tarifsiz nefasetin
kaşıkçı elması'yla uyumaktan
daha da
paha biçilmez olduğunu
evlendiğinde çok daha iyi
anladım

ve sonacıma
soluklanma gizeminin
sanatın diğer dallarında
daha yaşamsal bir döngüye
sahip olduğu fikri
daha cazip hale geldi

artık
biyolojik olarak bittiğimin
fizyolojik yaptırımlarına
yakınen şahit olduğumu
hissettiğim bugünlerde
bazı organları
özlemle anıyor
sadece birinin
verdiği dimdik morelle
pierre'den
haliçe
kahve ısmarlıyorum
This poem is Turkish.. Thank you for read.
Muzaffer Apr 2019
veremsel
yazı yığınlarını ayinleştiren
vajinal tapınaktaki zavallının
toksik atıkları

II
fragmandan
mütevellit eski bir hikaye
ve yeni versiyon düşlerin
geceleri aydınlatan kristalize
sanal cazibesi

III
geveze
kuşla balinanın
okyanus dansı ve ahengi bozan
geyşada illegal kasık keyfi

IV
aşkı
aldatmaya yönelik hareket
gargat ağacından "bana ne" tavrı
anadan üryan, uluorta rezalet...

V
üniter
kalp süikastı sonrası
hareme monte edilmiş
federe yapının çöküşü

VI
illüzyonun
metruk hüznü
iki şehir arası hardallı ayrılık
peygamber devesinin
hazin sonu

VII
ve
kızlarağasının
****’itik doygunluğu
tarafımdan...

bugün değilse, birgün mutlaka...
Muzaffer Feb 2020
esmer gecenin
beyaz dişlerine uğruyorum
köfte dudakların
harlem soluduğu melodiyle
kemanın acı feryadı
zurna tesellisinde
gecekondu bacasından
atmosfere karışırken
mutfaktan yayılan
kızartma kokusuna koşuyor
kıçı açık, sümüğü şelale
yalın ayak çocuklar


sivri sineklerin
asayiş iplemediği
günün ardından
mahallede yeni bir renk cümbüşü
yıldızlara karışıyor

bir köşede oturmuş
beyin objektifimden
kareler çekip
anı ambarına atarken
sigaranın külünü dökmeden içen
dişleri olmayan kadının
kahkasından dağılan
mutluluk enerjisi
bir çok porselen yaşamı
egale ediyor

yemekten sonra
asmalı kamelyadan gelen
anason kokuları
rio karnavalının
başlayacağını işaret ediyor
beline şal bağlamış
süt beyaz kızların
9/8
dansları
kalça okyanusları
dalgalandırırken
kıvrımların dip yaptığı
dairesel figürlerde
büyüdüğümü hissediyorum

ve
uyku damlacıkları
yatağa sızan çocukların gözlerinden
balonlar uçuruyor sabaha
tutmak için harçlığın
rengarenk gözlerinden

herkez odasına çekildiğinde
günün yorgunluğunu
ıslak bedenler alıyor
anason kokulu cangıllarda

petunyalar gülümsüyor
kasıkları gergin nehirlerin
ağaçları öpen pembe dudaklarında
This poem is Turkish. Thanks for reading.

— The End —