Submit your work, meet writers and drop the ads. Become a member
Ceyhun Mahi Jan 2017
Hayal rüya diyarı hep saçar,
Ateş olur ki buz ve buz ateş.
Hayal Alemde her ne yok ne var,
Güneş olur ki ay ve ay güneş!
Lakin bu dünya hep hayır değil,
Zira ki var orada harıstan,
Zalim diken dolu gıcır değil,
Sorar gönül: o nerde gülistan?
Nazik zaman ve sert zaman döker,
Ve aynı an hayal eder devam,
Katar güzel görüş katar zalim keder,
Ve de olur onun için selam!
  Yalan söyler o pembe tozlu gül,
  Şaşırtılır zavallı her gönül.
Meter: Me fâ i lün / Me fâ i lün / Fe ul
anu Mar 2018
First time in the world
A grade 1 children cried
As they are going to miss their mam
Ya I too want to cry
As I am having treasured memories of
Muki
Pranav
Yaluma
Kavi
Superhero
Vijay hero
Darling
Bhem
Dolu
Bolu
Princess
And all 32 monkeys

A purest love
And my samiyanadha
Added beauty to this day
As my bro was beside me
Which happens for the first time

Will treasure this memories
Will make my haunting memories
To run away !!
Lovable day
Muzaffer Sep 2019
dişlerini siyanürle fırçalayan biri için
göçükten yüzeye kulaç atmak
kaplan köpek balığıyla güreş tutmakla
eş değer nerdeyse

hatırlıyorum da
gökyüzü
tursillenmiş kadar berrak
ve gümüş tasın etrafında ışıltılı kızlar
göz banyomu baştan çıkarıp
hüşu içinde durularken

karanlık pencerelerin
uykulu camları
kapkara bir horultu soluyordu
çıkartırken keyfini loş odalar
sondajlı hafriyatın

o saatlerde
küçük titremeler birden
atlı karınca turuna dönüştü
ayakta zor duran sarhoş binalar
sokağa petite beurre gibi
düşmeye başladığında
gördüm ambülans çığlığına karışan
yarı canlı umutların şaşkınlığını

akıl oynatan ceset eşkalleri
tanınmaz halde kimi
kimi bir çocuk
resimde gülümsemiş kimi

oysa,
düğün mevsimiydi o ara
henüz yolcu etmiştik
hayırlı bir depreme
kolu bilezik dolu gelini

dişlerini siyanürle
fırçalayan biri olarak diyorum
ölmüyor
daha beter hissediyor
canlı performansa gitar çalınca
pena gibi kırılıyor insan

tüm bunlara tanık olmak
bir ses
bir tıkırtıya
kulak kabartarak
vadesi kapalı bir canı
incitmeden çekip çıkarmak
yeni doğmuş gibi
anasının karnından

ve acı bir mutsuzluk hissi
cansız  bedenleri
tabutundan önce kucaklamak

bir vakit sonra
sarmaladık davetsizi
giydirdik sırtına moher hırka
uğurladık suçsuz gelini..

..

Deprem kayıpları anısına..
Muzaffer Apr 2020
kim olduğumu
kendime ilk kez sorduğumda
tek gözlü karanlık bir odada
sırtımı sevgi dolu bir kaya'ya
dayamış olmanın verdiği huzurla
radyo'dan geçen şarkıların
plakalarını not ediyordum

biraz daha büyüdüğümde
mahalle çeşmesindeki
öfkeli kalabağın
al topuklarında köpüren
halı popülasyonunda
kovayla eve su taşımanın
bir kamu hizmeti
olduğu bilincine vardım
ki
şalvarı dizine dek sıyrılmış
antilop sürüsü
beni cezbetmeye başladığında
milli parkların en değerli
savunucusu olacağımı biliyordum

seraglio noktasındaki
haliç kıyısına kaydımı yaptırdığımda
ortaokul'da aldığım yara kabuğunun
kendiliğinden düştüğünü farkettim

tüm zamanların
en iyi ingilizce çevirmeni olabilmek
kırmızı başlıklı kıza
orman yolculuğunda eşlik etmekti
üç yıl sonunda formasyon
dezenformasyona dönüştüğünde
hipotenüs paramparça olmuş
ortak bölenlerin en büyüğü kader
farklı
fuckülte kapılarında
öpüşmeleri ertelemişti

yetişkin olduğumda
türk lirasının konvertibilite
durumları ve
aet'ye uyumsuzluk
sebeplerini araştırırken
onlarca tezgahta tecrübe
sahibi oldum

pera'nın
büyülü çiftliklerine meraklı
ineklerine müzükle terapi de
bulunma görevini üstlendiğimde
yeni bir kesiğe doğru
yola çıktığımı bilmiyor
sabahı şantözle
işkembecide karşılıyordum
fakat
aramızda ki bu tarifsiz nefasetin
kaşıkçı elması'yla uyumaktan
daha da
paha biçilmez olduğunu
evlendiğinde çok daha iyi
anladım

ve sonacıma
soluklanma gizeminin
sanatın diğer dallarında
daha yaşamsal bir döngüye
sahip olduğu fikri
daha cazip hale geldi

artık
biyolojik olarak bittiğimin
fizyolojik yaptırımlarına
yakınen şahit olduğumu
hissettiğim bugünlerde
bazı organları
özlemle anıyor
sadece birinin
verdiği dimdik morelle
pierre'den
haliçe
kahve ısmarlıyorum
This poem is Turkish.. Thank you for read.
Muzaffer Mar 2019
merhaba sarnıçları alnın
ve alt parlamentosu
kaz ayaklarım
sizi seviyorum

değirmen
kaçkını saçlarım merhaba
koşudan yorgun mu
apak sevdanız
fukaralık gibi
beni yalnız bırakmadınız

gözlerim merhaba
ne canlar yaktınız kim bilir
çoğundan haberim olmadı
çocuk mu hala bakışlarım
bulansa da mavilikler
deniz feneri gibi
ümit burnu’ndayım

merhaba dilim
kem konuştun bazen duydum
duydu absolut üzengim, çekicim
kemik meselesi deme
lâkin
erdemine alkışım
her daim özür diledin

merhaba
acı patlıcanlar
kırağ çaldınız hep
bir kadının dudağında
refuse edildiniz çoğu zaman
pek azınız durmakta
dudaklarda ya
ıslık çalan
buselere merhaba

merhaba, merhaba
ellerim, ayaklarım
bazen boş yola çıktınız
dolu rızkla döndünüz
cana gözkulak oldunuz
minnettarım...

(şşştt.
sen dersini yap
bakıyim...)

merhaba yüreğim
kaç şıpsevdi konakladı
kim bilir
kaçı hançerleyip kaçtı
yine de memnunum senden
ara da bir
cızz etmesen
ama ne şereftir ölüm
senin kudretli elinden
uyurken gel
ve canımı yakma

öte yanda ki
ekmekli kadayıf zaten...

— The End —