Submit your work, meet writers and drop the ads. Become a member
Daan Aug 2017
We zaten per twee in een kring
op een wei
in een weerstad
die eens per jaar weer
wakker wordt

Elk van ons bewapend met een fles,
een blik en een stoel.

Het duo met de kortste drinkperiode
kreeg een prijs aangeboden,
allerminst een die tot beter leidt,
gevoelloosheid.
Muzaffer Mar 2019
merhaba sarnıçları alnın
ve alt parlamentosu
kaz ayaklarım
sizi seviyorum

değirmen
kaçkını saçlarım merhaba
koşudan yorgun mu
apak sevdanız
fukaralık gibi
beni yalnız bırakmadınız

gözlerim merhaba
ne canlar yaktınız kim bilir
çoğundan haberim olmadı
çocuk mu hala bakışlarım
bulansa da mavilikler
deniz feneri gibi
ümit burnu’ndayım

merhaba dilim
kem konuştun bazen duydum
duydu absolut üzengim, çekicim
kemik meselesi deme
lâkin
erdemine alkışım
her daim özür diledin

merhaba
acı patlıcanlar
kırağ çaldınız hep
bir kadının dudağında
refuse edildiniz çoğu zaman
pek azınız durmakta
dudaklarda ya
ıslık çalan
buselere merhaba

merhaba, merhaba
ellerim, ayaklarım
bazen boş yola çıktınız
dolu rızkla döndünüz
cana gözkulak oldunuz
minnettarım...

(şşştt.
sen dersini yap
bakıyim...)

merhaba yüreğim
kaç şıpsevdi konakladı
kim bilir
kaçı hançerleyip kaçtı
yine de memnunum senden
ara da bir
cızz etmesen
ama ne şereftir ölüm
senin kudretli elinden
uyurken gel
ve canımı yakma

öte yanda ki
ekmekli kadayıf zaten...
Daan Aug 2021
Het einde lijkt nabij, land in zicht!
Al is dat niet vast voor lang.
We kunnen wel weer ****
aan ****, vloeken in elkaars gezicht.

Misschien dat toffe slogans op een houten plank,
ah nee, dat hebben we al geprobeerd.
't Is moeilijk denken aan natuur en leven
in een wereld waar geld goddelijk wordt vereerd.

We hebben het ver genoeg gedreven,
het is bijna verdiend. We kunnen beter
stoppen, nog een afscheid geven,
onrespectloos een recensie achterlaten.

Alleen al voor die avonden dat we onder de sterren zaten,
geef ik de bol een tien.
Nog rap voor we haar verlossen,
wil ik graag de eiffeltoren zien.
Ik doe zelf ook niks ****.
Yüreğimdeki sessizliği,
Boğarcasına susturmak,
Parsel parsel haksızlık,
Diz boyu sıradanlık,
Paylaşmak yerine;
Hesap sormak,
Fedakârlığa bu mudur vefa.?
Sende kalsın, benimdir cefa.
Ama bir seslenirsem,
Bir haykırırsam,
Ama bir esersem,
Şahlanırsam serserice,
Ne yapabilirsin ki ?
Hem de kime.?
Adalet istiyorsam bir parça,
Sadece kendime değil, herkese
Aman kimse duymasın,
Adalette yok, merhamette,
Zaten kimin neyine gerek.
Karın da doyurmuyor,
Bir parça ekmek;
Her şeye bedel.

Zor oyunu bozar derler,
Benim zorum kendimle,
Bir de yalaka insanlar,
Otur oturduğun yere;
Sen kimsin be adam,
Her şeye tamam, o kadar,
Kaderime razı olmuşum;
Bakalım nereye kadar..?
Her şeye tamam dersen senden iyisi yok…
Tamam, arkadaşız seninle,
Ama dert yanma bana,
Diğer bir arkadaştan yana,
Bir iğneyle patlayan,
Şişmiş bir balondur,
Şişmeyen balon zaten patlaktır,
İnsanların çoğu,
Dert etme kafadan çatlaktır,
*** ona söyle,
Erkekçe, delikanlıca,
Ne sen üfle ben şişeyim,
Ne ben üfleyeyim sen şişesin,

Yüz yüze, göz göze darılmadan,
Ya da ayrılmalı,
Testi kırılmadan,
Yeterincesi var,
Muhbiri, casusu, gıybetçisi,
Uzatmadan kısa kesmeli sözü,
İnsan olana yeter lafın özü.

Sen, ben, o isek,
Üçümüzden konuşalım,
Sen ve ben isek,
İkimizden konuşalım,
Onunla varsa bir derdin,
*** ona söyle,
Erkekçe, delikanlıca,
Ne sen üfle ben şişeyim,
Ne ben üfleyeyim sen şişesin...
En doğru söz en kısa olanıdır.

— The End —