Submit your work, meet writers and drop the ads. Become a member
cimen altinda gecen 225 gunden sonra benden daha *** sey biliyor olmalisin.
kanini emip bitireli epey oldu, artik bir sepetteki kuru bir cubuksun.
bu isler boyle mi oluyor?
bu odada hala ask saatlerinin golgeleri var.
birakip gittiginde asagi yukari herseyi alip gittin.
geceleri beni ben olmaya koymayan kaplanlarin onunde diz cokuyorum.
senin sen olman asla bir daha olmayacak.
kaplanlar beni buldular ama artik umurumda bile degil.
translated by somebody
Ceyhun Mahi Jan 2017
Hak'tan başka yok baki -
Bu gün ki zaman yeni,
Ve dün ki zaman eski.
Göremem yavaş etki,
Öyle geçer zaman ki.

Çok yavaş büyür fidan,
Geçersin karşısından,
Kalır öyle her zaman -
Baktın oldu gülistan!
Öyle geçer zaman ki.
Inspired by Erkin Koray's 'Oyle Geçer Zaman ki'.
Ceyhun Mahi Jul 2017
Sema oldu lacivert,
Sabah vakti olmadan,
Hava gibi olsun dert,
Sabah vakti olmadan!

Şehirleri gidelim,
Meydanları görelim,
Sokakları gezelim,
Sabah vakti olmadan!

Güzel güzel neşeler,
İkram eder geceler,
Duyulur hep nağmeler,
Sabah vakti olmadan!
A Şarkı (song) written in the style of Nedim, a leading poet from the Tulip Period of the Ottoman Empire known for his dainty fancies and picturesque images in his poetry. I was very inspired after reading his Divan (collection of poems) so here is my try trying to shape a softness of touch and singing about simple pleasures of the city-life. Here is an English translation:

The sky became purple,
Before the time of dawn,
Like air should worries become,
Before the time of dawn!

Let's go to the cities,
Let's see the squares,
Let's explore the streets,
Before the time of dawn!

The beautiful joys,
The nights do offer,
Tunes are heard,
Before the time of dawn!
Muzaffer Jul 2019
mary joe
tescilli bir fahişe

gündüz taşakta dostuyla
gece sabaha dek durakta

biraz egolu ve bencil biri
mesajla yürür avına
oldukça kibar gerçi

güzellik
sıfırın altında bana sorsan
bı sıkımlık karı
sikik bir gizem yaşatıyor içinde
sanırsın darı ambarı

gizem tanımı ne olabilir
yalan, dolan dipsiz kuyu

mary joe bu
bugün aşığım der
yarın,
siniz-li, sunuz-lu
ama uyandırayım
franco'ya üflediği gibi
sessiz takar boynuzu

orospu işte
yine de
tam bir profesyonel
diyemem

ilgi ve alaka bağımlısı
fakat ne
tezat bi durum
azgın olsa da
bir kalbi var değil mi?

neticede insan
peki
ya, gerçekler?
kırdığı cevizlere
bulaşan pis kan?

duyuyorum
şarkı söylerken
ip asıyor mandala
bu halini bile bile
hangi öküz girer tarlaya
diyorum ama
dinleyen kim?

ahh mary joe
biliyorum isteğin bu değil

yürek
hoplatan biri olsun diyorsun
gezelim sarmaş dolaş
deniz kıyılarında

hiç olmazsa bir kez öpsün
kırk yıl bitmesin aşkı
özlesin saat başı
nihavendi, hicazımı

kim bilir
gerçek olur belki
bi posta atar sana
ama sadece bi posta

belki de oldu
misyoner uzandın yatağa

ahh mary joe..

uykusuz mary joe
işven yutulur sanma
göt attığın yolların
cünup sabahlarındasın..


..
İnebolu’da daracık sokaklar,
Salı, Cumartesi günleri bir başka,
Yol boyunca kurulur pazarlar,
Tezgah başlarında hep köylü kadınlar,
O minicik hünerli elleriyle,
Boşaltmış küfesinde ne varsa,
Yeşil soğan, kırmızı turp, pırasa,
Bamya taneyle, kesik torba torba,
Pazar olsun nasip neyse, o olsun.
Pembe köşkten doyulmaz bir manzara,
Hırçın mı hırçın,
Kara bir kara mavi, bir tarafta
Sıra sıra dizilmiş,
Yeşil sessizlik bir tarafta,
Evlerin boynu bükük, çatısında taşlar,
Siyah gölgesinde uykuya dalmış,
Bir o yana bir bu yana dağılmış,
Belli ki birbirine dargın kalmış,
Yollar da olmasa dargın kalacak,
Ahşap evler gururlu, dimdik ayakta duruyor,
Arada beton binalar, sinsice sırıtıyor.

Akşam oldu mu, tezat üstüne tezat,
Karadeniz bu fikre sığar mı?
Güneş son noktada kaybolurken,
Başka bir edayla;
Karadeniz güneşi eritirken ufukta,
Şamar şamar üstüne,
O habire şahlanıyor...
Tak takıdı tak tak, ayak sesleri,
Pır pırı pır pır motor sesleri,
Sessizliği yırtarken,
Çılgın bir boğa edasında deniz,
İşte bu, benim balıkçım,
Elinde feneri, bir o yana bir bu yana,
Sallanan takasında dans ediyor,
Şövalye edasında, kavalyesi Karadeniz.

Karadeniz kara sevdam oldu,
İnsanların güzel, İnebolu’m güzel,
Gezmeden göremezsin, gelmeden bilemezsin,
İnsanların güzel, İnebolu’m güzel,

İnebolu hala eskisi kadar güzel mi?
Kamerli gecelerde,
İyot kokulu deniz, karaları döver mi?
İnebolu hala eskisi kadar güzel mi?
Yağmurlu gündüzlerde, fırtınalar eser mi?
Salı, Cumartesi pazara,
Köylü kadınlar gelir mi?
İnebolu hala eskisi kadar güzel mi?
Karadeniz şahlanıp kış ayları, coşar mı?
Sende bir gün geçiren,
Başka yerde yaşar mı?

İnebolu hala eskisi kadar güzel mi?
Sevdan ile tanışan başkasını sever mi?
Geleceğim bir gün sana,
Yoksa hasret biter mi?

Karadeniz kara sevdam oldu,
İnsanların güzel, İnebolu’m güzel,
Gezmeden göremezsin, gelmeden bilemezsin,
İnsanların güzel, İnebolu’m güzel,
Güzel İnebolu’nun güzel insanlarına
Benden selam olsun...
İnebolu Kastamonu iline bağlı, Karadeniz’de küçük ve sevimli bir ilçedir.
Hem insanlıktan bihaber ol,
Hem de takva üzereyim de,
Oldu mu yani tövbe estağfurullah!
Dol sabır taşı çatlamadan dol.
Sözler ve davranışlar uyumlu olmalı.
Var ise yoktan anlamazsın,
Bir fakire yoldaş olamazsın,
Yokluk aman kapını çalmasın,
Canım canım benim canım.

Yavruma hasret kalmışım,
Asker olmuş canım gardaşım,
Sermayem oldu gözyaşım,
Canım canım benim canım.

Sevdalılar kavuşmuyor,
Kuşlar kanadın çırpmıyor,
Yollar uzak gelinmiyor,
Canım canım benim canım.

Sen o yana ben bu yana,
Zor geliyor artık bana,
Utanırım söyleyemem,
Çekinirim söyleyemem,
Dayanamam yokluğuna,
Canım canım benim canım.
Gözden Irak olan gönülden de Irak olur derler ama özlem sevgiyi artırır bence.

— The End —