telefon her çaldığında
damarlarımda yürüyen kan
koşmaya başlıyor ve nabzım
bir yarış atı gibi luta kalkarak
gözlerimi hızla ekrana taşıyor..
"meleğim" arıyor
kaydı olmadığında
bungee jumping’in ipi
kopmuşçasına hızla bir
boşluğa düşüyorum..
intihara meyilli kalp çakram
akordu bozuk bir gitar gibi
devasa kolonların tweeter’larını
birer birer patlatmasının ardından
büyük fırtına sonrası sessizliğimin
fermuarını yavaş yavaş, yukarı çekiyor..
bu mastürbasyonel psikolojiyi
günün belirli saatlerinde
orgazmın eşiğinden dönen
bir homosaphien gibi yaşamak
acı verse de,
versace saatlerin
dolçe vita öpücükleri
bir an da, olsa
bohem ambiansların
ambulansında
sevişmelerimizi serum yoluyla
beynimden yüz hatlarıma yayıyor
benim olduğunu biliyorum
ve birazdan..
"meleğim" arıyor
yazacak
neonlar yüzümde parladığında
ve ben, bekliyor olacağım seni
menekşelerin dansettiği
cezayir sokağında..
..