Submit your work, meet writers and drop the ads. Become a member
Muzaffer Sep 2019
dişlerini siyanürle fırçalayan biri için
göçükten yüzeye kulaç atmak
kaplan köpek balığıyla güreş tutmakla
eş değer nerdeyse

hatırlıyorum da
gökyüzü
tursillenmiş kadar berrak
ve gümüş tasın etrafında ışıltılı kızlar
göz banyomu baştan çıkarıp
hüşu içinde durularken

karanlık pencerelerin
uykulu camları
kapkara bir horultu soluyordu
çıkartırken keyfini loş odalar
sondajlı hafriyatın

o saatlerde
küçük titremeler birden
atlı karınca turuna dönüştü
ayakta zor duran sarhoş binalar
sokağa petite beurre gibi
düşmeye başladığında
gördüm ambülans çığlığına karışan
yarı canlı umutların şaşkınlığını

akıl oynatan ceset eşkalleri
tanınmaz halde kimi
kimi bir çocuk
resimde gülümsemiş kimi

oysa,
düğün mevsimiydi o ara
henüz yolcu etmiştik
hayırlı bir depreme
kolu bilezik dolu gelini

dişlerini siyanürle
fırçalayan biri olarak diyorum
ölmüyor
daha beter hissediyor
canlı performansa gitar çalınca
pena gibi kırılıyor insan

tüm bunlara tanık olmak
bir ses
bir tıkırtıya
kulak kabartarak
vadesi kapalı bir canı
incitmeden çekip çıkarmak
yeni doğmuş gibi
anasının karnından

ve acı bir mutsuzluk hissi
cansız  bedenleri
tabutundan önce kucaklamak

bir vakit sonra
sarmaladık davetsizi
giydirdik sırtına moher hırka
uğurladık suçsuz gelini..

..

Deprem kayıpları anısına..
Muzaffer Jun 2019
getto sokakları
sonbaharda ölü renge bürünüyor
ve anlaşılması güç bir nedenle
bir kefen içinde soğuduğunuz
ve şişmeye başladığınız hissi
evlerin pencerelerine yansıyor
meşgule vererecek korkusuyla
her sabah köşesinden geçiyorum
diyagonal adımlarla en sevdiğim evin
geçiş izni bakışlar ve yüzündeki edayla
up date ediliyor her sabah
günaydın geçiyor gözlerinde alt yazı
çok özledim dün sabahtan bu yana
clark çekmeyi bilmiyorum henüz
günaydın çekiyorum utangaçlığımla
diri tutmaya yetiyor ilk göz teması
yirmi adım sonunda
kayboluyor endişem sokak sonunda
mektuplar yazıyorum öğle yemeğinde
sabah vermek gayesiyle amigdalamda
haftasonu bi kahve içebilir miyiz?
ciddi biri yoktur umarım hayatında!
adın ne sahi? sahipsizim, sahiplenmekten korkma
vesaire, ve benzeri, ve daha bir sürü zırva
akşam çöküyor umutlarıma, sokak lambasında
perde tadilatta oluyor o saatlerde
yine de bir ümit utangaçlığımda
şişman kadın çoktan çıkmış oluyor geçerken
kapkara bir perde camın dudaklarında
sabah olacak yine yarın diyorum
bir kelebek gülümseyecek yanağında
mektubu veremeyeceğim yine
o yazana dek, akut utangaçlığıma
seviyor biliyorum, seviyorum ben de
ya o düşecek camdan, ya ben bakarken
vuslat çukuruna..
Evan Stephens Nov 2020
Sweet woman with black hair
your life is electric
intelligence floods your eyes.
When you laugh for me
your smile washes the world.

Getting closer to you
by breath and romance
like in a storybook.
I'm writing you this poem late at night
while even my candle is asleep.


Siyah saçlı tatlı kadın
senin hayatın elektrik
zeka gözlerinizi doldurur.
Benim için güldüğünde
gülüşün dünyayı yıkar.

Sana yakınlaşmak
nefes ve romantizmle
bir hikaye kitabındaki gibi.
Sana bu şiiri gece geç saatlerde yazıyorum
mumum bile uyurken.

— The End —