Submit your work, meet writers and drop the ads. Become a member
Muzaffer Feb 2019
başım çatlıyor birkaç gündür
sirayet ediyor yaşıma
kalp ağrısı diyor doktor
ağır yükler taşıma

biteviye tırlatmış olmalı
diye düşünmüş olsa gerek ki
bin miligram davul yazmış
bir de tokmak ruhuma
deng-i kalp vücut bulsun
sabah sertliğim
sakinleşsin diye

halbuki
bungee jumping
seviyorum ben
düzüşmek yükseklerde
ve
göze almak yere çakılmayı
meretin sekiz seviyesinde

yoksa corvet teyzenin
bir yıldır kullandığı
gergedan kokan süngerinden
ne farkı kalır geçen yılların
yazdığı reçeteyi
buruşturup attım çöpe

bronx’a gitmeliydim acil
uyurken zürefa cebimde
mary jane özlemiştir
diye düşündüm
eski
bir pigme masalı zihnimde

dışarısı soğuk ve uğulgan
karsa sokakta anadan üryan
bir taksi bile yoktu etrafta
o yüzden
daldım bir bara
göz gözü görmüyordu

kapıda birkaç kafayı bulan
adam ve kadınlar
bir ton lakırdı vardı
kadehlerden taşan

****** mary dedim
varsa en sert olanından
et yığını biriydi barmen
ceza yazan trafik polisine
bakar gibi bakıyordum ki
bacardim de var dedi
arzu ederseniz

****** dedim
ağır çekim
sigaramın dumanından

manhattan’dan mısın
diye sordu
kadehi uzatırken
mardin’liyim dedim
hani şu kapısı şen olan

anlamadım dedi
ben de
avukatım gelmeden
konuşmam

sustu hergele
penceredeydi gözüm oysa
ince ince yağıyordu kar
kırım kongo şeklinde
ve
ayaklarımdan ateş
hızla
yol alıyor beynime

işte o an
ölüm provamı düşledim
bir an
mary jane
defin kortejinde

ceviz kaplama gövdem
bu yıl değilse gelecek sene
diye geçti aklımdan

ve çene’deki
muhteşem temaşa
"işte böyle"...



Vaha
Muzaffer Mar 2019
rem yeri
mağduruyum uzun zamandır
imarlı ifrazlı
hatta
ifrazatlı uykularım var
geçer diyor mütehassıs
saatleri geçirme
bir poşet leblebi yazıyor rengarenk
otanı için depresif günlere
koridor...
dar ve loş
ne güzel de bakmış o yıllar
susçu cazibe
kreşondo çakıp durdu
yüzdü denizlerimde

su dalgası
perma
küt

hepsi içimde
kalıcı yaralar gibi
devşiriyor her defasında
yeni bir kesiğe
son geyşa da gitti
şeyla bakıyorum maziye
dün de
kalsa da dikiş izi
sırıtıp
tepemi attırıyor
makas unutuyor kimi
ölmezsem bir ümit sözde

ama geçti bor’un festivali
woodstock gündem’de
eski kayıtlara bakıyorum
jimmy esrarla sahnede
ama tırmalamıyor kulağı
üflüyor sadece
kim anıyor beni bilmem
belki hapın etkisinde
yürüyorum

yollar buz
başım kel
gözüm perde

ne zaman kliniğe gelsem
kayıp oluyorum bu evrende
akşam soğuk bir odam var
bir mum, biraz meze
bir de şarap olur mutlaka
gülümser plaktan zeki
göçerim hayallere

yakışıklı ölümdür tek arzum
şişmeden kafa, gövde

uzatırlar bir şarkıya kefeni
usulca girerim içine...
Muzaffer Sep 2019
yağmuru seviyor
beni de
sanırım - yani
o minvalde
hissettiriyor en azından

özellikle bekletmeyi
boğa heykelinde
endişe
tepelerimi sis kapladığında
çıkıyor birden soprano
şarkılar söylüyor
naftalinli, lavantalı
gönlümü bir hoş ediyor

gülüşüne biraz boya katıp
ve buz attığında rakıya
ağzında kalabalık azalıyor

ve arada.
şarkı söylediğinde
pado kokuyor nefesi
fakat arabesk sevmiyor
ne enteresan değil mi?

öyle herkes gibi
aşkım, sevgilim demiyor
vaha san diyor sürekli
sevdiğini başka türlü
belli ediyor
A. Ş. 'yi ben ekliyorum
cümle sonuna
günbe gün IQ' mu
iflasa sürüklüyor

şiire ilgimi bilmiyor
cahitten 35 yaş ezberinde
hasta beşiktaşlı, çarşıya kayıtlı
zararsız bir argosu var
racon, protokol,
kafa, göz yarma
hepsini ezbere biliyor

derin kilitliyor gözü
içimde kendini katlıyor

aralayıp nefesi hesapsız
güpegündüz
dudağımda oruç bozuyor

ya
birgün tövbe derse !?



..
This poem is Turkish...
Muzaffer Mar 2019
kızıl şal gökyüzü
boynuma eşikte sarılan

sanki erken kahvaltı martıya
köpüklü marmara’dan

merci vaha
merci vaha

Dame De Sion mukimiymiş gibi
ne varsa yalayıp yutuyor
beleşe yatıyor her sabah

Fidelio çalacak diyor radyo
şemsiyesiz açılma
mümkünse gitar çal
sakın dışarı çıkma

herşey yerinde oysa
kedi ve de
level atlayan köpekler

sarhoş yürüyor yolda
sayı yapabilse işkembecide
evin yolunu bulacak sonunda

ve
gettolara şiir çizen şahıs
amelie poulain
o bile orda

yürüyorum yarım yamalak
siyahi şarkıyla
içimden detone sessizce

sıcacık Ma Baker
tütüyor francala

ahh o
sonbahar
yaprağı yok mu
görüyorum her sabah

sarı
sapsarı
su dalgası saçlı

hızla düşüyor gözucumdan
zay’oluyor sokak sonunda

üzüyor
bir gün daha
yürüyor
banliyöden pera’ya...
Muzaffer Feb 2019
Alta Gracia’da akşam oluyor
ve hala gitarımda bir telim eksik
Adabel’de kesti veresiyeyi
kapısına tekme attığım için
son paramla mama almıştım Lorenzo’ya
kafayı bulmadan önce azgın kedime
kim bilir nerde düzüşüyor bunak
bense pinekliyorum küf kokan pencerede
Mercedes geçse bir ıslık çalmam kafi
ama o’da geceleri çıkıyor işe
evi beş blok ötede gitsem
ama ya müşteri varsa içerde
Mercedes bir fahişe
aseksüel arkadaşız
yani ilişkimiz o minvalde
üfleyip püflüyorum son sigaramı
kafam karışık
bir G teli yüzünden
gitarı mı vursam
kolundan savurup duvara
küçük Miguel nerdesin velet
onun zulası vardır keman sepetinde
Miguel oniki yaşında benim öğrencim
Pado çalıyor beynimde her gece
oysa ben Blues üstü Jazz severim
çöküyorum olduğum yere
bir iki damla kalmış
dün geceki şişede
dikiyorum kafaya
ilk defa geç kalıyorum işe
Si’yi Sol’a
tak diyor temiz ruhlar
E’yi B’ye
üst perde’den çal
kleptoman şarkıları
sabahta vur tekmeyi kapısına
say eline mangırları...



Vaha
Muzaffer Apr 2019
yaz geliyormuş ağaçların sırtına
rengarenk bluzlar, taytlar
şenlenecekmiş flora
ve göbek atan aura

yaz geldi bile diyor biri
baksana manavdaki karpuza
çekirdeksiz diyarbakır
bıyığı kiraza ılık yasla

yaz gelmiş, hoş gelmiş ya
şu gözlüğünü çıkarsa
asılsa niyetin dişleri
gece, gündüz aşk olsa..

— The End —