Submit your work, meet writers and drop the ads. Become a member
Muzaffer Aug 2019
dün
bugün gibiydi aslında
aynı oksijeni soluduk
aynı güneşte
aynı güneşe akşam
perde çekince
burulurduk sofrada
evlenir gider biri
ya da
rızkı kesilince

dün
bugün gibiydi aslında
bedenler büyüdü biraz
bir de gezindikçe yollar
ve
büyüdü çoraplar yürüdükçe
arlanmadı kopya çekti okullar

dün
bugün gibiydi aslında
asmalar, kelebekler
ve kuşlar
başak sarısı tarla
buluta kafa tutan dağlar
baştan çıkaran deniz
ve
köpüklü aldığı duşlar

dün
bugün gibiydi aslında
ömrü kısa bazısı
eşikten mezara aşklar
ilahi emrin mottosu
merkeze alınan ruhlar
her dakika sevişen dünya
ve
her dakika doğan çocuklar

dün
bugün gibiydi aslında
yeniler, eskiler
ve hepsi
farklı tat'da
Muzaffer Feb 2019
acıklı filmlerden nefret ederim
yine de
bir bilet veriliyor bir akşam
giriyorsun suareye
ilk başlar yormuyor
on dakika aradan sonra
saplıyor kadın bıçağı
bir şey hissetmiyorsun önce
teğet geçiyor kalbi kahkahaları
ölmüyor adam, beter oluyor
oksijen azalan beyninde
Tanrım! ne dangalak kareler
çıkmak istiyor duygular
sıyrılmak derisinden
ama imkansız
seni de
çekiyor içine mayıs
bir sürüngenin dilinde
yerleşiyorsun
salon salomanje sandığın
karanlık dehlize
uluorta oynaşıyor kadın
adamdan imtina ettiği
günışıklarını
bolca dağıtıyor evrene
sevmek, sevilmek
şehir efsanesi
duygu yitiminde kopuyor kıyamet
evriliyor bukalemun gibi benliğine
hücreleri çiğnerken kalp atışların
sevişiyor yabancı bir gövdeyle
ne cüretkar bir senaryo
işbirlikçiden söz etmiyor film
senaryoda olduğu halde
fakat ben görüyorum
uzaktan yakınlar birbirilerine
aynı familyagil, yani o da sürüngen
hani şu
arada bir köpek kılığına giren
ve fakat
adamın ifadesi alınıyor hastanede
temmuz köpeğimi çağrın diye
bas bas bağırıyor adam
bukalemun onun yüreğinde...


Vaha

— The End —