Submit your work, meet writers and drop the ads. Become a member
Muzaffer Mar 2019
kızıl şal gökyüzü
boynuma eşikte sarılan

sanki erken kahvaltı martıya
köpüklü marmara’dan

merci vaha
merci vaha

Dame De Sion mukimiymiş gibi
ne varsa yalayıp yutuyor
beleşe yatıyor her sabah

Fidelio çalacak diyor radyo
şemsiyesiz açılma
mümkünse gitar çal
sakın dışarı çıkma

herşey yerinde oysa
kedi ve de
level atlayan köpekler

sarhoş yürüyor yolda
sayı yapabilse işkembecide
evin yolunu bulacak sonunda

ve
gettolara şiir çizen şahıs
amelie poulain
o bile orda

yürüyorum yarım yamalak
siyahi şarkıyla
içimden detone sessizce

sıcacık Ma Baker
tütüyor francala

ahh o
sonbahar
yaprağı yok mu
görüyorum her sabah

sarı
sapsarı
su dalgası saçlı

hızla düşüyor gözucumdan
zay’oluyor sokak sonunda

üzüyor
bir gün daha
yürüyor
banliyöden pera’ya...
Muzaffer May 2019
paraftan ziyade
ıslak imzalarınız mutlu ediyor beni
o yüzden
kırmızı öpücükler bırakıyorum
banyo aynasına rujunuzdan
her sabah

ve geceden kalma
açık, saçık sözleri
düzenlice katlayıp
hafızamda ütülüyorum
buruştukça günboyu

seviyorum ıslak imzalarınızı
elimde değil
aç parmak uçlarınız
dolanıyor boynuma
saçımda daireler çiziyor
dikkatim dağıldığında
yıldırım düşmesi gibi sıcaklık
kaskatı kesiliyor
döner koltuğumda
ayağa kalkamıyorum
Pierre’den

ıslak imzalarınız hep aklımda
hız limiti veriyor
eve dönüş yolları
mil çekiyor dudaklarıma
kapıda karşılamanı
umud ediyorum dün gibi
her akşamın tadı
dünden başka

ıslak olan herşeyinizi
seviyorum aslında
heyelana kapıldığınızı mesela
ve şiddetle boşaldığınızı
yükseklerden
derin ormanlarıma

durdurmak büyük haz veriyor sizleri
bir çınar gibi
iki pembe dudak aranızda...

sımsıkı sarılıyorum
savurdukça kırbaç gibi
sadakat saçlarınıza..

— The End —