Şehir uyuyorken,
Sessizlik sükûnet,
Yüzümü yalayan rüzgâr,
Duayla buluşur,
Yükselir yükselir....

Arzular aynı...
Ay ve Güneş yerinde,
Durdu duruyor.
Rıhtımdan gözyaşlarıyla,
Her an bir gemi kalkıyor,
Zamanla...
Aşklar ve güller,
Nasıl soldu, soluyor,
Umutlar yoksul,
Vefa hain,
İnsanlık öldü, ölüyor...

Hayatın anlamsızlığının farkına vardıysan,
Bırak gamı kederi başkaları çeksin,
Bin kötü içinden bir iyi bulduysan,
Paylaşmaya değer ne varsa paylaş gitsin.

Tamam, arkadaşız seninle,
Ama dert yanma bana,
Diğer bir arkadaştan yana,
Bir iğneyle patlayan,
Şişmiş bir balondur,
Şişmeyen balon zaten patlaktır,
İnsanların çoğu,
Dert etme kafadan çatlaktır,
*** ona söyle,
Erkekçe, delikanlıca,
Ne sen üfle ben şişeyim,
Ne ben üfleyeyim sen şişesin,

Yüz yüze, göz göze darılmadan,
Ya da ayrılmalı,
Testi kırılmadan,
Yeterincesi var,
Muhbiri, casusu, gıybetçisi,
Uzatmadan kısa kesmeli sözü,
İnsan olana yeter lafın özü.

Sen, ben, o isek,
Üçümüzden konuşalım,
Sen ve ben isek,
İkimizden konuşalım,
Onunla varsa bir derdin,
*** ona söyle,
Erkekçe, delikanlıca,
Ne sen üfle ben şişeyim,
Ne ben üfleyeyim sen şişesin...

Aman Allah’ım!
Yürüyor deniz,
Hem de koşan adımlarıyla,
Geçmişin tüm izlerini silercesine,
Göze korku, akla ibret verircesine,
Hırçın bir at gibi şahlanmış, su...
Coşan azgın dalgalarıyla.

Tsunami’den önce bambaşkaydı hayalim,
Güneşin doğuda batışını seyretmek,
Çıplak ayakla kumsallarda yürümek,
Muson yağmurlarının ıslattığı,
Uçsuz bucaksız okyanus,
Derinlik veriyorken hislerime...

Dünya dediğin nedir ki?
Bir iniş, bir yokuştur,
Her şey yalan,
Gördüklerin hayal,
Bir düştür.
Sermayeden yersin,
Sanırsın ki torba dolu,
Boştur...

Millet; aynı dili konuşmak,
Hemşeri; selamlaşmak,
Akraba; yardımlaşmak,
Arkadaş; paylaşmak,
Aile; sevgiyle yaşamak,
Dostluk; zor bir günde hepsi.

Hiç boşuna zorlama,
Hayat bu, gelir geçer,
Hepimiz bir insanız,
Bir canız;
Bir nefesten ibaret...

Bir açılır bir kapanır kapılar,
Kısmetin bağlanmışsa kendini yor boşuna,
Sevdiğini kaybetmiş yavru kuzular,
Garip garip gezer bir başına,
Bir kere yolunu sen şaşırma düşte gör,
Kimse bakmaz gözünden akan yaşına.

Ne ekersen ondan gayrı ne biçersin,
Sakla sırrını kendi söküğün kendin dikersin,
Üç günlük dünya olur olmazı dert edersin,
Mal mülk çoluk çocuk derken, karlar yağar başına,
Kim akıl erdirmiş şu feleğin işine,
Bin akıllıda cevap yoksa bir de şu deliye sor!