aşk birkaç ay bolluk ve bereketle ruhumu ve zihnimi giydirdiğinde şükran günü kadar mutluydum..
-her şey yolunda sophie -günaydın papatyalar, güller ve duvardaki kediler -deli maria, karnına kıymalı börek gömmeye ne dersin? -sevgili arı, lütfen at sineğine binip gider misin tatlım? -beyaz mı, giydin bugün? hımmm öpüyorum onu -çıkışta duraktan alırım seni, mahfele gideriz
ay gümüşse, güneş altındır gerçekliğinde aşkın beni kıskandığını hissetmeye başladım bi süre sonra talihsiz bir kara çarşamba yürüyordu üstüme salı’dan ve kalp kırmayı denedi yüksek perdeden, ve kırdı da hücrelerimden striptiz yaparak ayrıldı kıçı açık
aşkın, ağzı kapalı tutulması gereken uçucu bir madde olduğunu anladığımda salak bir tiner şişesi vardı yanımda bir de kapağı tura gelen ben..