Submit your work, meet writers and drop the ads. Become a member
Ceyhun Mahi Dec 2016
Sessizlik kovulur; bir yıldırım duyar yağmur,
Cennetten ince inciler gibi akar yağmur.

Aleme mal ile mülk sormadan ikram eder,
Birden gelir, birden verir, birden kaçar yağmur.

Beni terk ederse güneş ya terk ederse ay,
Hüzünlü yalnızlıkta beni kucaklar yağmur.

Semaların ahları sessiz sessiz duyarım,
Hüzün, bereket dünya içine katar yağmur.

Görmez açık elin renkleri ya işleri,
Güle kör, dikene kör; zira kör ağlar yağmur.

Efendi dervişe, namusuz katile verir,
Bilmez bir dindar ya bilmez bir günahkar yağmur.

Allahın Rahmeti sır gibi duyulmaz bazen,
Sessiz şakır şakır, ıslak ıslak akar yağmur.

El açık Rahmet Deryası semada bulunur,
Mis Gül Efendisi gibi Rahmet saçar yağmur.
I love writing in all the languages I wield.
Ceyhun Mahi Sep 2017
Merhaba ey parlak şehir!
Bu vakitte yalnız meydan,
Görünmüyor ki bir insan,
Sokaklar kurumuş nehir.

Yalnız deniz yeli gelir,
Kuşlar geçer zaman zaman,
Millet kafede mi bu an?
Bu şehir ve Mevlam bilir.

Ne o aşıkları gördüm,
Nede ışıkları gördüm,
Bir serin boşluk sadece.

Lakin bu ortam rahattı,
Erkendi şehrin saati,
Bu da bazen kardır gece.
Greetings o gleaming city!
At this time the square's lonely,
Because I see no person,
The streets are dried rivers.

Only a sea breeze does come,
Birds pass by from time to time,
Are the crowds at the cafes?
Only the city and God knows that.

I haven't seen the lovers,
Neither have I seen the lights,
Only a serene emptiness.

But this atmosphere was calm,
It was an early time of the city,
This is sometimes too a benefit at night.
Ceyhun Mahi Jun 2017
Hiç bir yer kalmaz kuru,
Yaş olur topraklar,
Düşer Nisan yağmuru,
Düşer sarı yapraklar.
Döner yine bu Gülşen,
Hatırlatır zarafet,
Ve hayran kalırım ben,
Göklerden gelir rahmet.
Açılır sümbül ve gül,
Mevsimler yavaş geçer,
Lakin istemez gönül,
Bırakmamayı seçer.
  Gitti Hazan mevsimi,
  Gitti Nisan mevsimi.
A Turkish Sonnet about April.
Muzaffer Sep 2019
Mc Carthy
sokağında kıstırılmış
siren sesleri yok artık
slogan ve afişlerde

fundamentalist fırça hakim
karnı gebeş vampir azısında
kan grubu fark etmez
umursamaz da
taze kana ihtiyaç var yazar
emniyeti açık namlu ucunda
tek slogan taşır
tır,
tır
çanta, çanta
kazanan kazandık sanır
şeytan gibi göz
piramidin alnında

sevda da
böyle biraz
nerde çiçek çocukları
z'ye dayandı bile hayta

mekanik ve sanal yürüyor
ceplerde ölüyor sevda
sonra bir başkası
ve biri
daha sonra

Gauss cikleti gibi uzayıp gidiyor
oysa
Zambo çiğnerdi bizim kızlar
hula hoplu, seksekli oyunlarda
halbuki şimdi
s'expartner adım atacak mı?
kaygısı
dişil açılımlarda

bense
yurtsuz john gibiyim
hayat lokantasında
menüye bakmadan garsona
çek bir
Magna Carta
diyorum
nohut oda olsun
Emma nerdeyse gelir..



..
İnebolu’da daracık sokaklar,
Salı, Cumartesi günleri bir başka,
Yol boyunca kurulur pazarlar,
Tezgah başlarında hep köylü kadınlar,
O minicik hünerli elleriyle,
Boşaltmış küfesinde ne varsa,
Yeşil soğan, kırmızı turp, pırasa,
Bamya taneyle, kesik torba torba,
Pazar olsun nasip neyse, o olsun.
Pembe köşkten doyulmaz bir manzara,
Hırçın mı hırçın,
Kara bir kara mavi, bir tarafta
Sıra sıra dizilmiş,
Yeşil sessizlik bir tarafta,
Evlerin boynu bükük, çatısında taşlar,
Siyah gölgesinde uykuya dalmış,
Bir o yana bir bu yana dağılmış,
Belli ki birbirine dargın kalmış,
Yollar da olmasa dargın kalacak,
Ahşap evler gururlu, dimdik ayakta duruyor,
Arada beton binalar, sinsice sırıtıyor.

Akşam oldu mu, tezat üstüne tezat,
Karadeniz bu fikre sığar mı?
Güneş son noktada kaybolurken,
Başka bir edayla;
Karadeniz güneşi eritirken ufukta,
Şamar şamar üstüne,
O habire şahlanıyor...
Tak takıdı tak tak, ayak sesleri,
Pır pırı pır pır motor sesleri,
Sessizliği yırtarken,
Çılgın bir boğa edasında deniz,
İşte bu, benim balıkçım,
Elinde feneri, bir o yana bir bu yana,
Sallanan takasında dans ediyor,
Şövalye edasında, kavalyesi Karadeniz.

Karadeniz kara sevdam oldu,
İnsanların güzel, İnebolu’m güzel,
Gezmeden göremezsin, gelmeden bilemezsin,
İnsanların güzel, İnebolu’m güzel,

İnebolu hala eskisi kadar güzel mi?
Kamerli gecelerde,
İyot kokulu deniz, karaları döver mi?
İnebolu hala eskisi kadar güzel mi?
Yağmurlu gündüzlerde, fırtınalar eser mi?
Salı, Cumartesi pazara,
Köylü kadınlar gelir mi?
İnebolu hala eskisi kadar güzel mi?
Karadeniz şahlanıp kış ayları, coşar mı?
Sende bir gün geçiren,
Başka yerde yaşar mı?

İnebolu hala eskisi kadar güzel mi?
Sevdan ile tanışan başkasını sever mi?
Geleceğim bir gün sana,
Yoksa hasret biter mi?

Karadeniz kara sevdam oldu,
İnsanların güzel, İnebolu’m güzel,
Gezmeden göremezsin, gelmeden bilemezsin,
İnsanların güzel, İnebolu’m güzel,
Güzel İnebolu’nun güzel insanlarına
Benden selam olsun...
İnebolu Kastamonu iline bağlı, Karadeniz’de küçük ve sevimli bir ilçedir.
Hiç boşuna zorlama,
Hayat bu, gelir geçer,
Hepimiz bir insanız,
Bir canız;
Bir nefesten ibaret...
Hayat kırmaya kırılmaya değmeyecek kadar kısa…
İnsanlık karaborsa,
Can çekişir zamanımızda.
Erdemli bir toplum hayali,
Tüter durur burnumuzda.

Yangın yeri olmuş dünya,
Güzel günler olmuş, hülya,
Erdemli bir toplum hayali,
Tüter durur burnumuzda...

Yalan doğru, yalancı baş tacı,
Turist gibi gelir gider hacı,
Erdemli bir toplum hayali,
Tüter durur burnumuzda.
Önce aile sonra toplum sonra dünya, bozulmayan ne kaldı?
Çorbam tuzsuz yavan olsun,
Tek sen ol da yanımda,
Dertler hep benim olsun,
Tek sen ol da yanımda.
Adın ağzımda balım olsun,
Yanakların gülüm olsun,
Canım sana feda olsun,
Tek sen ol da yanımda.

Senden başka sevmedim,
Bundan sonra sevemem,
Çok özledim de seni
Gel desen de gelemem.

Ayaklarım zincirli,
Ellerim bağlı değil,
Karnım çok aç ama,
Buyur etsen de gelemem.
Yollar buzlu, karlı
Mevsimlerden kış değil,
Mevsimlerden İlkbahar,
Olsan da gelemem.

Senden uzakta olsam cennette,
Olmuyor bir tanem, sensiz olmaz ki,
Hayaller kursam, düşlere dalsam,
Olmuyor bir tanem, sensiz olmaz ki,

Havalar ayaz üşüdü ellerim,
Almaz efkarımı sigarada küllerim,
Yalanım yok, Allah şahidim,
Olmuyor bir tanem, sensiz olmaz ki,

Tepeleri çevirmiş dağlar,
Kimin yâri yok ki ağlar,
Ben yârimden ayrılmazdım,
Mevla’m böyle yazdı yazar.

Kışlanın ardından tren geçer,
Sesi karanlığı boğup da geçer,
Bu ayrılık çok acıymış,
Günden güne gelir de geçer.
Ayrılık zor olunca, kavuşmak daha güzel.

— The End —