Submit your work, meet writers and drop the ads. Become a member
Ceyhun Mahi Sep 2017
Merhaba ey parlak şehir!
Bu vakitte yalnız meydan,
Görünmüyor ki bir insan,
Sokaklar kurumuş nehir.

Yalnız deniz yeli gelir,
Kuşlar geçer zaman zaman,
Millet kafede mi bu an?
Bu şehir ve Mevlam bilir.

Ne o aşıkları gördüm,
Nede ışıkları gördüm,
Bir serin boşluk sadece.

Lakin bu ortam rahattı,
Erkendi şehrin saati,
Bu da bazen kardır gece.
Greetings o gleaming city!
At this time the square's lonely,
Because I see no person,
The streets are dried rivers.

Only a sea breeze does come,
Birds pass by from time to time,
Are the crowds at the cafes?
Only the city and God knows that.

I haven't seen the lovers,
Neither have I seen the lights,
Only a serene emptiness.

But this atmosphere was calm,
It was an early time of the city,
This is sometimes too a benefit at night.
Muzaffer Jul 2019
mary joe
tescilli bir fahişe

gündüz taşakta dostuyla
gece sabaha dek durakta

biraz egolu ve bencil biri
mesajla yürür avına
oldukça kibar gerçi

güzellik
sıfırın altında bana sorsan
bı sıkımlık karı
sikik bir gizem yaşatıyor içinde
sanırsın darı ambarı

gizem tanımı ne olabilir
yalan, dolan dipsiz kuyu

mary joe bu
bugün aşığım der
yarın,
siniz-li, sunuz-lu
ama uyandırayım
franco'ya üflediği gibi
sessiz takar boynuzu

orospu işte
yine de
tam bir profesyonel
diyemem

ilgi ve alaka bağımlısı
fakat ne
tezat bi durum
azgın olsa da
bir kalbi var değil mi?

neticede insan
peki
ya, gerçekler?
kırdığı cevizlere
bulaşan pis kan?

duyuyorum
şarkı söylerken
ip asıyor mandala
bu halini bile bile
hangi öküz girer tarlaya
diyorum ama
dinleyen kim?

ahh mary joe
biliyorum isteğin bu değil

yürek
hoplatan biri olsun diyorsun
gezelim sarmaş dolaş
deniz kıyılarında

hiç olmazsa bir kez öpsün
kırk yıl bitmesin aşkı
özlesin saat başı
nihavendi, hicazımı

kim bilir
gerçek olur belki
bi posta atar sana
ama sadece bi posta

belki de oldu
misyoner uzandın yatağa

ahh mary joe..

uykusuz mary joe
işven yutulur sanma
göt attığın yolların
cünup sabahlarındasın..


..
Muzaffer May 2019
kuşların senfonik
tweet’lerini banlıyor
çirkin martı vaazları
ve
çatlak sürahiden sızan
su gibi
kafam bi milyon
bugün

koca götlü martha
ile
kocası solucan fred
balkonda çiçeklere
spa bakımı yaparken
akşamdan kalan
jack daniels’ın son nefesini
yudumluyorum

akşama parti var
lacivert ******>çok mu havalı olur
bilemiyorum
tırt mı kaçar
blue jean gömlek
beyaz nike

nazar
geliyo hep
ona hiç
gitmediğim halde
peşimi bırakmıyor
yaşlı bunak

dişi ceylanların
skimoske beni
yakalayamaz ki
bakışlarını
meşgule veriyorum
eleği duvarda
hızlı bir uncu olarak

çünkü
son
romanımla meşgulüm
eften, püften
çatı çığlığımda
agatha sürmenaj geçiriyor
parmakladığım
her bir tuşta


sahi
ben de, merak ediyorum
katil kim?
akışına bıraktım hikayeyi
oradan oraya sürüklüyor
robotron adlı haspa

akşama sarkıyor gün
vantuzlamak için
kestane yanığı
batım dudakları

ve artık
uçan tenekemi almalıyım
rot balanstan
belki
birlikte intihar
ederiz
kim bilir..
Muzaffer Mar 2019
merhaba sarnıçları alnın
ve alt parlamentosu
kaz ayaklarım
sizi seviyorum

değirmen
kaçkını saçlarım merhaba
koşudan yorgun mu
apak sevdanız
fukaralık gibi
beni yalnız bırakmadınız

gözlerim merhaba
ne canlar yaktınız kim bilir
çoğundan haberim olmadı
çocuk mu hala bakışlarım
bulansa da mavilikler
deniz feneri gibi
ümit burnu’ndayım

merhaba dilim
kem konuştun bazen duydum
duydu absolut üzengim, çekicim
kemik meselesi deme
lâkin
erdemine alkışım
her daim özür diledin

merhaba
acı patlıcanlar
kırağ çaldınız hep
bir kadının dudağında
refuse edildiniz çoğu zaman
pek azınız durmakta
dudaklarda ya
ıslık çalan
buselere merhaba

merhaba, merhaba
ellerim, ayaklarım
bazen boş yola çıktınız
dolu rızkla döndünüz
cana gözkulak oldunuz
minnettarım...

(şşştt.
sen dersini yap
bakıyim...)

merhaba yüreğim
kaç şıpsevdi konakladı
kim bilir
kaçı hançerleyip kaçtı
yine de memnunum senden
ara da bir
cızz etmesen
ama ne şereftir ölüm
senin kudretli elinden
uyurken gel
ve canımı yakma

öte yanda ki
ekmekli kadayıf zaten...
Muzaffer Nov 2019
Kelepçeyi çözün!

Plastik bardakta su var masada
İçebilir,
ya da,  yüzüme boca edebilirsiniz.
Paşa gönlünüz bilir.
Şimdi, oturu lütfen.

Prototipi teşhis ettiniz az evvel.
Gözlerine baktınız mı? Yüzüne?
1.84 boy, 83 kg civarı, esmer
kalpte herhangi bir leke yok.
Fakat düzenbaz voltalarınıza rastlanmış, ve foseptik sözlerinize.
Ayaklarında deniz, omuzlarında bir sabinin bacak izleri mevcut.
pusuya düşürmüşsünüz akşam vedalarından sonra
bok yoluna gitmiş dudakla
derkenarı düşmüş
otopsi.

Dolap çevirerek ardı sıra
oyalanmış tarafınızdan.
Askıda ekmek var mı,? demişsiniz fırına.
Cebinde yaralı bir tomar sevda
Yok cevabı alınca,
Narkozlayıp kek hamurunu.
Hedefi saptırmışsın sıcağı sıcağına.
Ne kadar da, şeytanca
İnanmış, inanmaya planlı da
insan sanmış sizi
fakat siz şeytani bir düğün
kurmuşsunuz
altından kaybolmalarınıza
vicdan yapmışsınız sevişirken

Şimdi cevap verin!

Emniyette huzur buldunuz mu?  
Suçu gizlediniz
Oynaş etkinliğinde bulundunuz
orospu çocuğunda olup
maktülde olmayan ne buldunuz?
Bir cevabınız yok mu?
Bir süre donra
evrakta sahtecilikten kapı önüne kondunuz. Aynı sütü bozukluktan
Vampir ısırığı öldürmez dişi yoksa.
Siz protez talebinde bulundunuz.
Peki orada mutlu oldunuz mu?

Susuyorsunuz.
Susayacaksınız halde.
Kanamayacak olması ne gam
ihtiraslarınızın kuş yutan gülüşe artık
Öyle demişti pezevenginiz
kandım dediğinizde orospuca

Boğula, boğula can vereceksiniz.
Sırıtık, maskeli bok çukurunuzda
Oradan şarkı linkleri atın bize
kim olduğunuzu kimseye söylemeyiz.

Götürün şu kaltağı gözümün önünden..
Muzaffer Mar 2019
Eylül
tıpırtısında
al
doru
beyaz

doludizgin
saçımda koşan
kısraklar

Zaptedilmez
yangınların sahibi
onlar
gövdeleri’nden
ateş kopardığım
sevda sunakları

Her sevişmeyi
bilir gökler
buluttan gebe kaldığını
ılık yağmurların

ve ıslanarak
şifalandığını
başıboş kısrakların

Gözükara
cangılların sahibi
onlar
ve
yürüyen galobu
gizli padokların

ahh.. kısrak!

Sür
gövdeni dörtnala
yoksul olsun
ister
ister karun...

boşalır
kaderinden birgün
nefes keser yağmurun...
Muzaffer Feb 2019
Alta Gracia’da akşam oluyor
ve hala gitarımda bir telim eksik
Adabel’de kesti veresiyeyi
kapısına tekme attığım için
son paramla mama almıştım Lorenzo’ya
kafayı bulmadan önce azgın kedime
kim bilir nerde düzüşüyor bunak
bense pinekliyorum küf kokan pencerede
Mercedes geçse bir ıslık çalmam kafi
ama o’da geceleri çıkıyor işe
evi beş blok ötede gitsem
ama ya müşteri varsa içerde
Mercedes bir fahişe
aseksüel arkadaşız
yani ilişkimiz o minvalde
üfleyip püflüyorum son sigaramı
kafam karışık
bir G teli yüzünden
gitarı mı vursam
kolundan savurup duvara
küçük Miguel nerdesin velet
onun zulası vardır keman sepetinde
Miguel oniki yaşında benim öğrencim
Pado çalıyor beynimde her gece
oysa ben Blues üstü Jazz severim
çöküyorum olduğum yere
bir iki damla kalmış
dün geceki şişede
dikiyorum kafaya
ilk defa geç kalıyorum işe
Si’yi Sol’a
tak diyor temiz ruhlar
E’yi B’ye
üst perde’den çal
kleptoman şarkıları
sabahta vur tekmeyi kapısına
say eline mangırları...



Vaha
Muzaffer May 2020
sokaklar
İrma değil gittin gideli
ne tuhaf
dün gibi
hoş çakallı zaman
halbuki
hoş bir çakalmış selfy
baktıkça pişmanlığı ısıran

yapışsaydım koluna
gitme kal diye keşke
kalır mıydı muamma

colour
colour
bakışır mıydık
sen yeşil, ben mavi
biliyorum uygunsuz
huzursuzluktan bu espri
ne tuhaf
hiç gülemedim şu an
tebessüm bile çoktu bize
hatta medikal sanrı
ne gam ki
her şeyi biliyordu tanrı

içten bir dua bekledi
kim bilir
bilemedik son tahlilde
bağlandı dilimiz
kuru dudaktan
musonlu geceye
ve...
saklandı en şatafatlı arzuhal
elma dersem çık
armut dersem yerine

filvaki
psikoloji yalnız bir tay
past time'lı cümleleri
yelesinden savuran
ve ben
sadece seyredebiliyorum
mecalsizlikten
şaha kalkacak biliyorum
heveslense kalem
kıracak bu anlamsız soğuğu
ve koşacak steplerimde
kalp yılkısı
dudaktan kalbe doğru

— The End —