özenti mi
dünyanın dört bir yanından kuş uçurmak
ya da
yakan top oynamak şükran günü
hindi çığlığında
clark çeksem uzaktan
öpsem vaftizli dudağını mona’nın
ne çıkar tango
yahut çiftetelli oynasam
kime ne
odun beline sarılsam şefika’nın
ben benimdir, ben’imdir şiir
ama ben değil, sanat evrenseldir
victor’un
hüzzam şarkısı sefiller
tolstoy’un
geçimsiz oğulları
savaş ve barış
hatta
da vinci’den
çekici vince kadar
yazılabilir
yazabilirim
paco de lucia’yı
yılmaz güney
leyla gencer’i
ve
phuket caddelerinde
karahindiba olduğumu
zeytin yağlı sarmaya
bar hesabı yüzünden
ayıp mı
suç mu
yazsam yırt kazım’ı
ki
yazmışlığım vardır,
mala vurmaya geldim’i
buharlı mevsimin
puslu geçitlerinde
lâkin biraz büyüdüm galiba
büyüydüm bi zaman yani
harcandım sonra
fakat, istikrar göklerde
göklerse mısraların
tarçınlı tavuk göğsü..
ve otobanda uçuşan
mavi, beyaz,
turuncu arabalar
eskitirken günü örsümde
baraquda gibi
göz kırpmayı özlüyorum
wise’ın gülen gözlerinde...