uzakta çocukluğumun çitlenbik sesleri bir zıvananın ucunda kaçıyoruz bekçinin ayak sesinden tıknefes ilmek ilmek sökülüyor korku Pierre’den Eyüp’e vardığımda büyük bir yumağa dönüşüyor patlangıç günlerim
II
uzak lise çağımın devrimci türküleri derdest edildi coplandı integral bıyıklı polis tarafından kokusundan mı bilmem almazdık kaçan topu Haliçten
III
uzak artık Kapalıçarşı’da hanutçu sesleri kebaplara sinmiş cızır cızır Astarcı han öğle vakti samanlar içinde yorgun düşmüşüm karşımda kız arkadaşım Jennifer kahvem orta endişeli gazozda asit olmak istiyorum her yudumladığında uçak saati yaklaşıyor tuhaf bir ağrı göğsümde gidecek zaman dönmemek üzere biliyorum sancı dinsin istemiyorum
her yere sızdığından - gündüzleri güneşin diktatör olduğu fikri gündüzün diktatörlük ve gecenin tüm güneşler yeterince uzak olduğundan demokrasi olduğu fikri
SAÇMA saçma elbette teoriye uymadığı için değil ya da iktidarın doğasını ele vermediği için değil foucault adını veririm değil
güneş bildiğimiz güneş olduğundan
ve güneş ve güneşi düşünürken -ışığın olmadığı bir anda- ışığın olmadığı bir anda politika düşünme adetinden (bilirsin ontolojik refleks) güneşi - - bir kez de olsa - - güneşi politik terimlerle düşünme düşünmüş olma sefaletinden